10 Eylül 2013

PAZARTESİ MUŞTUSU

PAZARTESİ MUŞTUSU





Mekke’de bir gece; Rebiülevvel ayının on ikinci gecesi. Mekke karanlık, Mekke sessiz… Mekke’de bir sokak; gecenin karanlığında Leyl adında bir sokak. Kâinatın nuruyla aydınlanmayı bekleyen bir sokak… Mekke’de bir ev; Abdullah’ın yasıyla hüzne bürünmüş bir ev. Âmine’nin âlemlerin Efendisine gebe olduğu bir ev.

Âlemlerin rahmete gebe olduğu bir gece; bir nur doğuyor Âmine’nin evine. Öyle bir nur ki bu doğan, semâlar bu geceye dek görmedi böyle bir aydınlık. O an yeryüzünde ne kadar yetim varsa baba şefkatini hissediyor yüreğinde. Ne kadar öksüz varsa hepsinin başını okşuyor bir anne eli; çünkü Âlemlere rahmet geliyor, merhamet Peygamberi geliyor. Yeryüzü şerefleniyor, kâinat “Ahmet” diyor. Görünen ve görünmeyen tüm mahlukât O’nun gelişini selâmlıyor.

Bakın, Allah Rasûlü geliyor. Maşrık ile mağribin (doğu ile batının) arasını bir nur kaplıyor. Âmine’nin yüzünde bir tebessüm, melekler mütebessim… Attığı her adımda “Allah!” diyecek Nur Nebi’yi karşılıyor âlemler. Mucizeler yalnız Âmine’nin eviyle sınırlı kalmıyor. Efendimiz kâinatı şereflendirirken Mekke’de putlar devriliyor, ateşperestlerin ateşi sönüyor o gece. Âmine bir başka seviniyor, Abdulmuttalip bir başka seviniyor. Yer gök “Muhammed” diyor ve İki Cihan Güneşi’nin adını “Muhammed” koyuyor Allah. Açıyor Muhammed gözlerini dünyaya. Açıyor o mübarek gözlerini ve bakıyor Âmine’nin gözlerine. Eli öpülesi annesi okşuyor Abdullah’ın yadigarının mübarek başını.

Hz. İbrahim’in Salih oğlu doğuyor, İsa’nın havarilerine gelişini müjdelediği Salih kardeş geliyor. Yusuf’un güzelliğini yüzünde taşıdığı “Ahmed” geliyor. Musa’nın konuştuğu Rabbinin gözbebeği geliyor, Habibullah geliyor..!

Gelmiş geçmiş tüm varlıklar artık Seni konuşacak ey Nebi. Mü’minler Senin doğuşunu anacak her sene Rebiülevvel'in 12. gecesinde. Sen geldin diye dünyaya, oruçlu geçirecek her pazartesiyi Seni sevenler.  Belki Sen gelirsin diye rüyalarına, hep Seni görmek için uyuyacaklar. Ashabın Sana dünyada nasıl kavuştuysa tüm sevdalıların da ahirette öyle kavuşmak için uyanacaklar Mahşer Günü’ne. Güller, Sen doğdun diye açacak artık, Seni sevenlerin gözyaşlarıyla ıslanacak yaprakları. Mekke bir başka kokacak, Medine bir başka… Mekke sokakları insanların en kıymetlisini ağırlayacak bundan sonra. Bastığın her toprak misk kokacak. Bastığın yollara toz olmak isteyen Mü’minler olacak. Seni görenler olacak, Seni sevenler olacak, Seni görmeden sevenler olacak; kardeşlerin olacak. Sen ümmetin için ağlayacaksın, ümmetin Senin için ağlayacak, Senin aşkına ağlayacak. İki denizin birbirine kavuşması gibi Sana kavuşmayı bekleyen ümmetin olacak.

Yâ Nebi! Ömer’in olacak, Ali’n olacak, Ebu Bekir’in olacak, Osman’ın olacak. Attığın her adımda Seni koruyacak, Senin yanında olacak yiğitlerin olacak.
Fatıma’n olacak Efendim… Sana en çok benzeyen kızın, kıymetlin, annen Fatıma’n olacak.
Cennet çiçeklerin olacak. Hasan’ın, Hüseyin’in olacak. “Ben dedemin torunuyum!” diye diye şehadete yürüyen mübarek torunların olacak.
Senin kılına zarar gelmesin diye, Sana doğrulan her kem bakışın önüne atlayacak ashabın olacak. Onlar merhameti de Senden öğrenecekler, sevmeyi de ağlamayı da…
Rabiatü’l Adeviyye gibi Sana sevdalı, gençliğini Senin yolunda harcayan, uykusuz gecelerinde Sen gel diye ağlayan nice kardeşlerin olacak.
Adını bildiğimiz ve bilemediğimiz nice sevdalıların olacak ya Rasûlallah. Senin kutlu doğumunu sanki daha bugün doğmuşsun gibi aynı aşkla, aynı heyecanla anlatan nice kalemler olacak. Sen gönüllerine her gün yeniden doğasın diye o gönüllere Senden başkasını kabul etmeyen nice âşıklar olacak.

Hoş geldin Efendim, En Güzel Doğan Güneş hoş geldin. Dünyanın Muhammed’i, Ahiretin Ahmed’i Peygamberlerin Serveri, İnsanların En Güzeli; Hoş Geldin…

-sâlât ve selâm Allah’ın Rasûlüne olsun-





  Özge Özkan 

4 yorum:

  1. Özge'ciğim çok etkilendim.
    Yüreğine sağlık, devamını bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Tebrik ederim.Çok güzel.Devamını bekleriz.

    YanıtlaSil